Müneccimlik üzerine

Müneccim, hipnotist, medyum… Bunların hepsi, rasyonel evreni rahatsız eden ve ona tehdit oluşturan bir kümeye mensuptur; alacakaranlık kuşağına ait olduğu düşünülür ve görmezden gelinirler. Önseziyi bile hor görür, bilimsel söylemimizde onu yerden yere vururuz. Bunu yaparken de, kullandığımız alaycı dil, açıklayamadığımız şeyler karşısında hissettiğimiz huzursuzluğu ele verir.

Dolayısıyla, başkalarında gerçekleşen otonom değişimlere radarlarımızı açmak bir yana, bunları fark etmeyiz bile; yorumlayabilmemiz, zaten iyice zordur. Her hayvan, karşısındakinin ondan korktuğunu anlar ve bu bilgi doğrultusunda tereddüt etmeden hareket eder. Böyle basit bir özellik pek çoğumuzda yoktur. Kaygımızı, öfkemizi, isteklerimizi anlayıp bunları söze döktüğünde, psikiyatristin ayrıcalıklı yeteneklere sahip bir birey olduğunu düşünürüz.

Bu tür algılara yönelik kapasite ve bunun kullanımı, gizil dönem civarında büyük oranda bastırılır. Hal böyle olunca, duyu sisteminin, ilişkilenme biçiminin tamamı bizim yabancılaştığımız kategoriler üzerinden işlev gösteren bir varlık hayal etmemiz, imkansız hale gelmese bile, oldukça zorlaşır.

Spitz, The First Year of Life: A Psychoanalytic Study of Normal and Deviant Development of Object Relations

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s