Psikanaliz ve Sinema Etkinliği (İzmir)

İZMİR ODAĞ PSİKANALİZ VE PSİKOTERAPİ DERNEĞİ

PSİKANALİZ VE SİNEMA ETKİNLİĞİ

“Psikanaliz ve Sinema” etkinliği  8.yılında  İzmir Odağ Psikanaliz ve Psikoterapi Derneği’nde devam ediyor.

27 MART  2015 Cuma Akşamı Programı:

“BEYAZ BANT”

Yönetmen: Michael HANEKE

Yorumcu: YAVUZ ERTEN

Etkinlik saati: 18:00

Adres : İzmir Odağ Psikanaliz ve Psikoterapi Derneği Konferans Salonu

63 Sokak No:3 Buca-İzmir

odagegitim@hotmail.com

Bilgi İçin: 0232 442 55 56

Psikanalistlerin kaçı psikanaliz yapıyor?

New York’ta, Columbia Psikanaliz Eğitimi ve Araştırmaları Merkezi’nin doktora programının yeni mezunlarıyla gerçekleştirilen çok önemli bir araştırma ile başlayalım (Cherry, Cabaniss, Forand, Haywood ve Roose, 2004). Bu araştırma, pek çok açıdan önem taşıyor. Columbia çok iyi bir itibara sahip köklü bir enstitü. Anaakım Amerika Psikanaliz Birliği’nin bir parçası ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki psikanaliz uygulamalarının kalbi olan New York’ta yer alıyor. Dolayısıyla, buradan elde edilen bulguları istisna olarak görüp dikkate almamak mümkün değil. Bu veriler, “anaakım” psikanalistlerden toplanmış. Cherry ve arkadaşları bu araştırmayı sürdürdüğü ve bulgularını güncelleyip elden geçirdiği için, ayrı bir değeri var. Araştırmacılar, son 15 yıl içinde mezun olmuş psikanalistlerden şaşırtıcı derecede ufak bir kısmının haftada dört defa görüşülen bir psikanaliz yürüttüğü sonucuna varmış. Haftada dört meselesi önemli çünkü Columbia’da tedavinin dört başı mamur analiz olduğunu söylemek için gereken minimum görüşme sıklığı bu. İlginçtir ki, eğitim analisti olmayan mezunların (örneklemin yüzde 78’i) neredeyse hiçbiri, kontrol vakaları ile görüşmeyi sonlandırdıktan sonra haftada dört defa görüşülen bir analiz uygulamamış. Son olarak, araştırmacıların hipotezinin aksine, mezun analistler haftada iki veya üç defa görüşülen analitik terapileri de oldukça kısıtlı oranda uyguluyorlar. Ortalamaya bakılırsa, haftada ortalama 30 saat ofislerinde çalışıyor (elbette, başka bir işleri yoksa) ve iki hastayla haftada iki defa veya sıfır ya da bir hastayla daha sık görüşüyorlar. Başka bir deyişle, ülkenin en prestijli enstitülerinden birinden mezun olan ve New York’ta çalışan psikanalistler, hastalarının çoğunu haftada bir terapi/analiz ile takip ediyorlar – bu, sizin tanımınıza göre değişir! Takip çalışması da yürüten Cherry ve meslektaşları, “Columbia Üniversitesi Psikanaliz Eğitimi ve Araştırmaları Merkezi’ndeki çalışma, mezun analistlerin çoğunun kontrol vakaları ile görüşmeyi sonlandırdıktan sonra çok kısıtlı oranlarda psikanaliz yaptığını göstermektedir” diye bildirmişlerdir (Cherry, Aizaga ve Roose, 2009, s. 1896)

– A Psychotherapy for the People: Towards A Progressive Psychoanalysis, s. 372

Psikoterapi ve Psikanaliz Yazını Üzerine Eleştirel Buluşmalar Başlıyor

1. Buluşma14 Mart Cumartesi, Saat 17:00-21:00
Odak Metin: Güler Okman Fişek: Giriş- Evrilen Psikanaliz: İlişkisel Çeşitlemeler (Suret Psikokültürel Analiz, Sayı 3, 2013)
Eleştirel Sunum: İlker Özyıldırım: Klasik Psikanalize Dair ‘Mit’ Yaratımı: İlişkisiz Çeşitlenmeler
Yürütücü: İshak Saygılı
Yer: Cezayir Toplantı Salonları (Cezayir)
Hayriye Caddesi 12, Galatasaray, Beyoğlu, İstanbul (Galatasaray Lisesi arkası)

Akıl Hastanesinde Psikanalist Olmak (Ankara)

ANKARA ÇAĞDAŞ PSİKANALİTİK PSİKOTERAPİLER DERNEĞİ (AÇPPD)

MART 2015 ETKİNLİĞİ

“AKIL HASTANESİNDE PSİKANALİST OLMAK”

AYLA YAZICI

TARİH: 27 MART 2015 (CUMA)

SAAT: 18.30

YER: TÜRKİYE PSİKİYATRİ DERNEĞİ GENEL MERKEZİ

TUNUS CAD. NO:59/5 KAVAKLIDERE-ANKARA

ÜCRET: Öğrenci 15 TL; Asistan 20 TL; Uzman 30 TL

Akıl Hastanesinde Psikanalist Olmak Olmak

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde psikiyatr olarak çalıştığım 20 yıl süresince, psikanalitik kimliğim de eş zamanlı gelişti ve çalıştığım klinik ortamları bu gözle değerlendirmeme neden oldu. Bu  sunumda bir psikiyatri hastanesinin bir kliniği özelinde hastalar, tedavi ekibi, servisin yapısı psikoanalitik olarak değerlendirmeye ve tartışmaya açılacaktır.

Ayla Yazıcı; Psikiyatrist , Psikanalist. Uluslararası Psikanaliz Birliği (IPA) ve Psike İstanbul (İstanbul Psikanaliz Eğitim, Araştırma ve Geliştirme Derneği) üyesidir. 1991 -2011 arasında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde bulunmuştur. Bu hastanedeki Psikanaliz Biriminin kurucularından olan Ayla Yazıcı, 2006 yılında Gündüz hastanesi ve Rehabilitasyon Merkezini kurana kadar genel psikiyatri servisinde çalışmıştır.  Hem dışarıdan gelen hem de hastanede yaşayan kronik psikotik bozukluğu olan kişilerle bu merkezde terapi ve rehabilitasyon çalışmaları yapmış 2011’de aynı yerden emekli olmuştur. Psike İstanbul Yönetim Kurulu eski başkanı ve üyesi, Bilimsel Kurul eski başkanı, Eğitim Kurulu eski üyesidir. Halen IPA Türkiye Psikanaliz Çalışma Grubu Psike İstanbul bünyesinde oluşturulan eğitim grubunun eğitimcisidir ve özel ofisinde psikanaliz ile ilgili çalışmalarına devam etmektedir.

Freud ve Türkçe edebiyat

cefrande.org sistesi, Talat Parman ve Leyla Erbil gibi isimlerle Freud’un edebiyatla ilişkisi üzerine konuşmuş ve psikanalitik okuma için eleştirmenlerin önerdiği edebiyat metinlerinden ufak bir derleme yapmış. Söyleşiden tadımlık alıntılar şöyle:

Psikanaliz, doğumu sırasında karşılaştı edebiyatla. Bu karşılaşmanın nedeni bir arayıştır. Sigmund Freud, yazarların bilim adamlarından çok daha ileride olduklarını düşünüyordu. – Talat Parman

‘Madam Bovary benim’ diyordu Flaubert. Şimdi ne zaman ki bir erkek Madam Bovary romanını okuyup ‘O, benim’ diyebiliyorsa, tüm cinsel önyargılarını bırakıp bir kadınla özdeşleşebiliyorsa, psikanalitik okuma yapmaya başlamış demektir.  – Bülent Somay

Freud-edebiyat etkileşimine edebiyat cephesinden baktığımızda, onun bilinçaltı kuramının edebiyat tarihindeki en büyük paradigma değişimine ivme veren etmenlerden biri olduğunu görürüz. – Yıldız Ecevit

Türkiye’de psikanalizin direkt etkisinden pek söz edemeyiz. Sait Faik’in bazı yol açıcı öyküleri ve İkinci Yeni Şiiri arasında ilişkiler kurulmuşsa da, bunların çok bilinçli olmadığını söylemek gerekir. O yıllarda Freud’un yapıtları doğru dürüst çevrilememişti bile Türkçeye. – Ahmet Oktay

‘Yorum’a dayalı okuma, psikanalitik söylemin edebi söyleme dönüştürülmesini mümkün kılar. – Hilmi Yavuz

Sigmund Freud’un büyüklüğünü kabul etmek bugün artık bir marifet olmaktan çıktı. Ancak 1950’lerden başlayarak sanat ve edebiyatta Marks ve Freud sözcüklerinin yan yana getirilmesi bir küfür sayılıyordu. – Leyla Erbil

Eleştirmenlerin önerdiği kitap listesi ve söyleşilerin tamamı için tıklayın.