Psikanalitik Şeyler 1 Yaşında!..

Merhaba,

İki arkadaşın günaşırı birbirlerine gönderdikleri eğitim duyurularını ve psikanaliz yazılarını bir blogda toplamaya karar vermesiyle başlayan Psikanalitik Şeyler bugün 1 yaşını doldurdu. KUTLU OLSUN!

Geçtiğimiz bir yıl içinde 50 farklı ülkeden 19 bin farklı ziyaretçimiz oldu. Bizi eposta üyeliği, Facebook ve Twitter üzerinden takip edenlerin sayısı 3 bini aştı.

En çok ilgi gören yazımız Psikanaliz Seminerlerinde Mutlaka Karşılaşacağınız 11 İnsan Tipi beklediğimizin de üstünde bir karşılık alarak binlerce kişi tarafından paylaşıldı. Meğer hepimiz aynı şeyleri düşünüyormuşuz! 🙂

Sitemizi ziyaret eden, sosyal medyadan bizi takip eden, yazılarımızı paylaşan herkese desteği için teşekkür ediyoruz…

AMA YETMEZ.

Çünkü her geçen gün büyüyen Psikanalitik Şeyler camiasını birlikte düşünebileceğimiz, sesimizi duyurabileceğimiz bir mecra haline getirmeyi arzu ediyoruz.

Psikanalizle ilgili aklınızda kimi düşünceler, belki sorular, varsa ama ”Bunu yazsam bile nerede yayınlanacak ki?” diye düşünüyorsanız, bize gönderin, yayınlayalım! Belki aklınıza takılan ama teorik açıdan bir türlü temellendiremediğiniz fikirleriniz vardır; bizimle paylaşın, hepberaber düşünelim!

Ayrıca, Türkçeye kazandırılan psikanaliz yazılarının sayısı da artmalı diye düşündüğümüzden, beğendiğiniz, Türkçeye çevirilmesinin iyi olacağını düşündüğünüz metinleri de bizimle paylaşmanızı rica ediyoruz. Hatta çevirisini de siz yapsanız nasıl seviniriz! 🙂

Biz Psikanalitik Şeyler’i Türkiye’de psikanalizin gülen yüzü olarak düşünmeyi seviyoruz.

Psikanalitik teoriye gönül vermiş insanlarla bir araya gelmek, konuşmak, birlikte düşünmek, tartışmak ve bazen de biraz eğlenmek istiyoruz.

Doğumgünü dileklerimiz işte bunlar.

Desteğinizi, iyi dileklerinizi yeni yaşımızda da esirgemeyin, olur mu? 🙂

En olumlu aktarımlarımızla,

Psikanalitik Şeyler Ekibi

psikanalitikseyler@gmail.com
Twitter: @psikanalitik
Facebook: Psikanalitik Şeyler

Psike İstanbul Sinema Akşamları

Teki-Öteki temasıyla ele alacağımız 3. film, yönetmenliğini Seyfettin Tokmak’ın yaptığı Kırık Midyeler (2011) yönetmenin ilk uzun metrajlı filmidir. Mardin’den İstanbul’ a gelen, midyecilik yaparak hayalini kurduğu Almanya’ya gitmek için para biriktiren iki çocuğun Bosnalı bir kız çocuğu ile kesişen zorlu hayat hikayesini konu alıyor. 2012 Amed 1. Uluslararası Film Festivali’nde,  Uzun Metraj Dalı Ödülü alan film birçok festivalde de gösterilmiştir.

Film izlendikten sonra IPA psikanalist adayı ve klinik psikolog Meral Erten ve filmin yönetmeni Seyfettin Tokmak tarafından değerlendirilecek ve izleyenlerle birlikte tartışılacaktır.

PROGRAM

Tarih: 15 Ocak 2016 Cuma
Saat: 20.00
Film: Kırık Midyeler
Yönetmen: Seyfettin Tokmak
Tartışmacılar: Meral Erten ve Seyfettin Tokmak
Etkinlik Yeri: Moda Sahnesi
Caferağa Mahallesi General Asım Gündüz Caddesi (Bahariye Caddesi),
Halil Etham Sokak No: 34/27 Kadıköy 34710 İstanbul
Gişe
Telefon: (0 216) 330 58 00

Etkinlik ücretlidir.

Katılım Ücreti: 35 TL (Öğrenciler için 25 TL).

Etkinlik biletleri Moda Sahnesi gişesinde satılmaktadır. Yer sayısı kısıtlı olduğundan yer ayırtma yapılmayacaktır. Biletler telefonla kredi kartı üzerinden ya da gişeden alınabilir.

http://www.psikeistanbul.org

http://www.modasahnesi.com

Psikoterapi ve Psikanaliz Yazını Üzerine Eleştirel Buluşmalar (4)

Odak Metin: Freud (1915): Savaş ve Ölüm Zamanları Üzerine Düşünceler (Thoughts for the Times on War and Death)
Zaman: 17 Ocak Pazar, Saat 15:00-19:00
Yer: Cezayir Toplantı Salonları, Hayriye Cad. 12, Beyoğlu (Galatasaray Lisesi arkası)
Etkinliklere katılım ücretsizdir.
Yürütücü: Baran Gürsel
Eleştirel Sunum:
İlker Özyıldırım: Yayınlanışının 100. Yılında Freud’un “Savaş ve Ölüm Zamanları Üzerine Düşünceler”i Üstüne Savaş ve Ölüm Zamanlarında Yeniden Düşünmek
Özet: 2000 yılı Düşlerin Yorumu’nun yayınlanışının yüzüncü yılı olması dolayısıyla psikanalizin de yüzüncü yılı olarak ele alındı;psikanaliz üzerine çeşitli değerlendirilmeler yapıldı, etkinlikler düzenlendi, yazılar yazıldı ve özel sayılar çıkarıldı. Ama hepimizin bildiği gibi psikanaliz bir kurucu metin olarak Düşlerin Yorumu ile kalmadı; yeni eserlerle sürekli gelişti, derinleşti, yerleşti, farklılaştı.. İşte bir süredir içinde olduğumuz her yıl tüm bunları sağlayan birçok Freud eserinin de yüzüncü yılı. Biz işte bu asırlık dönümde olan makalelere odaklanma, onları bir kez daha okuma, üstünde çalışma ve harekete geçen düşünce ve çağrışımlarımızı birlikte paylaşma arzusundayız; her yıl buluşmalarımızdan birinde yüzüncü yıldönümünde olan bir Freud metnini odak yapmayı planlamaktayız.
Freud 1915 yılında birçok önemli eserini yayınladı. ‘Bilinçdışı’, ‘Bastırma’, ‘Dürtüler ve Dönüşümleri’ gibi temel metapsikolojik eserler yanında aktarım ve psikanalitik teknik üzerine önemli metinlerinden biri olan ‘Aktarım Aşkı Üzerine’ ile ‘Hastalığın Psikanalitik Teorisi ile Karşıt Giden Bir Paranoya Olgusu’ makaleleri aynı yıl içinde basıldı. Biz bu buluşmada psikanaliz içinde belirleyici yerleri olan bu metinlere göre görece daha ‘görünmez’ kalan bir Freud 1915 metnine, ‘Savaş ve Ölüm Zamanları Üzerine Düşünceler’e odaklanmayı istedik. Hem diğer eserlerine kıyasla görece kenarda kalmış ve fazla okunmamış/atıf yapılmamış bir metin olması nedeniyle biraz dikkatleri üzerine çekmek gerektiğini; hem de savaş ve ölümlerin yaşandığı zamanların içinden geçtiğimizi düşünerek bu makale üzerine çalışmayı tercih ettik. Buluşmamızda adı geçen metin eleştirel olarak ayrıntılı biçimde ele alınmaya; ‘görünür içeriği’ yanında/ötesinde, olabildiğince, olası (metnin) ‘bilinçöncesi potansiyelleri’ ile birlikte okunmaya çalışılacak; güncel psikanalitik ve sosyal teori yazını ile birlikte değerlendirilmeye çalışılacaktır. Umarız burada başlayan bu çalışma önümüzdeki yıllarda diğer Freud metinleri için daha ayrıntılandırılmış olarak sürer.
Psikoterapi ve Psikanaliz Yazını Üzerine Eleştirel Buluşmalar
Psikoterapi ve psikanaliz teori ve kliniğine yönelik yakın zamanlarda Türkçe olarak yayınlanmış (telif veya çeviri) çeşitli makaleler üzerinden alanımızdaki güncel gerilim ve tartışmaları merkeze alan etkinliklerimize devam ediyoruz. Dönem başında belirlenen ve programda duyurulan yayınlara/metinlere odaklanılarak (mümkünse metnin yazarının/çevirmeninin eşliğinde) eleştirel sunumlar yapılacak; ardından yayın ve sunum içeriği katılımcılarla birlikte ayrıntılı olarak tartışılacaktır. Amacımız hem kritik bazı yayınların okunması ve ‘duyulmasına’, zihnimizde canlanan ‘okuma’ pratiğinin doğrudan paylaşımına; hem de açık, canlı, ciddi, yakın, vb. eleştirel bir düşünce ve tartışma ortamının birlikte yaratılmasına katkı sağlamaktır. Sadece kitap ve dergi sayfalarında yazılı kalan metinler yerine ortaya konulan görüşlerin birlikte okunduğu, karşı tezlerin duyulduğu, metin ve katılımcılarla o anda “bakışımlı” bir etkileşimsel alanın yaratılmasına çalışılacaktır. 2015-2016 döneminin programı tamamlanmıştır; ama yukarıdaki amaç, ilke ve hedefleri gözeterek ileriki dönemlerde bu buluşmalarda söz almak isteyen meslektaşlarımızın, üstüne eleştirel bildiri sunmayı arzuladıkları metnin künyesi ile bahsedilen metin üzerine soru ve görüşlerinin özetini ekleyerek bizimle iletişime geçmelerini rica ederiz.

Akıl Hastalığımın Hatıratı

 

screber

Yazar: Daniel Paul Schreber

Çeviri: Aylin Kayapalı

Yayınevi : Pinhan Yayıncılık

Schreber’in Hatıratı, yayımlandığı 1903 tarihinden beri olağanüstü bir eser olarak kabul gördü. Yıllar boyunca hakkında çok sayıda kitap ve makale çıktı. Psikiyatri yazarları kitabı nesiller boyunca pek çok teorinin özü olarak kullandı, tıp eleştirmenleri okumaları için meslektaşlarına önerdi. 1910 yılında Freud, Jung’a şakayla karışık “harikulade Schreber”in bir psikiyatri profesörü ve bir akıl hastanesinin yöneticisi yapılması gerektiğini söylemişti. Kitap hakkında Freud’un araştırması (Schreber Vakası) 1911 yılında yayımlandığından beri de alandaki herkes Schreber hakkında konuşuyor.Bir hatırat, fantastik bir anlatı veya dini-mitolojik bir kurgu olarak okunacak bu eser aynı zamanda hukuk doktoru ve mahkeme heyeti başkanı Schreber’in akıl hastanesinden ve vesayetten kurtulup kendi hukuki ehliyetini elde etmek için verdiği mücadelenin ve bu mücadeleyi kazanmasının da bir hikayesidir.

Beyazperdeden Yansımalar V: Pan’ın Labirenti

Yönetmen Guillermo del Toro’nun çok ödüllü filmi Pan’ın Labirenti, İspanya İç Savaşı’na dair gerçekliği siyasi arka planıyla birlikte işlerken,  filmin kahramanı olan küçük kızın (Ofelia) düşlemsel dünyasını da başarıyla resmeder.

Filmde Ofelia, annesi ve üvey babasıyla birlikte orman içindeki bir eve taşınır. Evin arka bahçesinde esrarengiz bir labirent vardır; bu labirentte yaşayan, gerçeküstü bir yaratık olan Pan, kahramanımızın tüm yaşamını değiştirecektir.

Auteur sinemasının eşsiz örneklerinden biri olan bu film, Latin Amerika edebiyatının “büyülü gerçekçilik” akımının filmsel bir eşdeğeri olarak tanımlanabilir. Filmde dışsal gerçeklik (İspanya İç Savaş’ının etkileri) tüm çıplaklığı ve acımasızlığıyla sarsıcı bir şekilde işlenirken, ruhsal gerçekliğe dair ögeler bir rüyayı (aslında bir kâbusu) andırırcasına –çok etkileyici görsel efektler ve ses efektleri aracılığıyla- izleyiciye iletilir.

Tarih: 11 Aralık 2015, Cuma, saat 20-23.15

Yer: Teşvikiye Mah. Nişantaşı Ihlamuryolu Sok. Marmara Apt. N0: 71 D: 2 (Giriş katı) Nişantaşı-Topağacı/İstanbul

PROGRAM

20.00-22.00 Pan’ın Labirenti filminin gösterimi

22.00-22.15 Kahve molası

22.15-23.15 Tartışma

Not: Yer sayısı kısıtlı olduğu için kayıt yaptırılması gereklidir.

Kayıt ve bilgi için tel: 05336623767

https://www.facebook.com/ sinemavepsikanaliz